Yüksek Mahkeme: Doktorlar, Koronavirüs salgını sırasında devletin "vekil temsilcileri"ydi

Federal Adalet Divanı'nın (BGH) yakın tarihli bir kararına göre, bir pandemi sırasında devletin emrettiği aşıları uygulayan doktorlar, "egemen otoritenin" "vekil temsilcileri" konumundadır. Aşı yaralanması durumunda, yaralanan hasta tedavi eden hekime dava açamaz, ancak yalnızca devletten tazminat almaya çalışabilir. Trier'li tıp avukatı Christian Becker'e göre, BGH kararının geniş kapsamlı sonuçları var. Berliner Zeitung'a verdiği demeçte, "Bu, her doktoru temel sorumluluğundan kurtarıyor." dedi. Devlet adına çalışan diğer özel meslekler ve özel şirketler de, gelecekte neden olabilecekleri zararlardan sorumlu tutulmayacaklardır.
Bu özel durumda, Federal Adalet Divanı'nın duyurusuna göre, bir davacı , SARS-CoV-2 koronavirüsüne karşı hatalı olduğunu düşündüğü bir aşı nedeniyle bir pratisyen hekime karşı tazminat davası açmıştı. Takviye aşıdan üç hafta sonra kendisine kalp hastalığı teşhisi kondu. Davacı, hastalığının aşı kaynaklı bir yaralanma olduğunu iddia etti. Üçüncü aşı yanlış uygulanmış ve önceden yeterince bilgilendirilmemişti. Aşılama sonucunda bilişsel yetenekleri önemli ölçüde bozulmuştu. Artık mesleki faaliyetlerini yerine getiremiyordu. Ayrıca, organik şikayetleri nedeniyle psikolojik olarak ciddi şekilde etkilenmişti.
Federal Adalet Divanı (BGH), temyiz başvurusunda alt mahkemelerin kararını onadı: Doktora karşı herhangi bir dava bulunmamaktadır. BGH, "Özel bir bireyin faaliyeti, faaliyet ile egemen görev arasında içsel bir bağlantı ve yakın bir ilişki varsa egemen olarak kabul edilir. Bu durumda, kamu sektörü, işin yürütülmesi üzerinde o kadar kapsamlı bir etki uygulamalıdır ki, özel birey kamu otoritesinin salt bir 'aracı' veya 'temsilcisi' olarak hareket eder ve bu nedenle kamu otoritesi, özel bireyin faaliyetini kendi faaliyeti olarak kabul etmelidir." dedi.
Devletin etki eşiği düşüktür: "Devletin, tüm halkın yararına bir önlem alınması gerektiğini duyurması yeterlidir. Örneğin, TÜV (Alman Teknik Muayene Ajansı), belirli bir zamanda, özellikle iklim koruma anayasal bir hedef olduğundan, devletin emriyle, içten yanmalı motorlu tüm otomobilleri imha edebilir."
Uygulamada bu karar, Federal Adalet Divanı'na göre, mağdurun devlete yalnızca medeni hukuk yoluyla tazminat veya kazanç kaybı davası açabileceği anlamına geliyor. Ancak, bu medeni hukuk davası, 2024 yılında yasama organı tarafından koronavirüs aşıları için -hatta geriye dönük olarak- hariç tutuldu. Geriye yalnızca sosyal güvenlik davası kalıyor. Avukat Becker'a göre, Federal Adalet Divanı'nın bu ikilemden haberdar olup olmadığı belirsiz.
Davacı, "en az 800.000 Avro tutarında tazminat ödenmesini, davalının maddi ve öngörülemeyen manevi zararlar için sorumluluğunun belirlenmesini ve duruşma öncesi avukatlık masraflarının geri ödenmesini" talep etmişti. Bu talep şimdi reddedildi. Devletten zararları için sosyal güvenlik tazminatı talep etme gibi zorlu bir yola girmek zorunda. Avukat Becker'e göre, yıllarca süren bir hukuk sürecini başarıyla tamamlarsa, en iyi ihtimalle orada "cüzi" bir miktar elde etmeyi umabilir. Sosyal güvenlik tazminatı yalnızca emekli maaşını karşılar. Bu, ayda 400 ila 2.000 Avro arasında değişmektedir. Başarıya ulaşmak da çok daha zordur: Hukuk davalarında, bir aşının zarara neden olup olmadığı gibi zaten karmaşık bir konuyu ele almak üzere bağımsız bir bilirkişi atanabilirken, devletin sosyal yardım ofislerine karşı açılan davalarda davayı, "sağlık doktorları" olarak adlandırılanlar, yani devlet tarafından maaşı ödenen ve bu nedenle bağımsız olarak nitelendirilemeyen doktorlar değerlendirir. Federal Adalet Divanı'nın kararı, aşı kampanyası sırasında sağlanan bilgileri yeterince titizlikle incelemeyen tüm doktorlar için rahatlatıcı olacaktır. Potansiyel tazminat talepleri için zaten önemli miktarda karşılık ayırmış olan sigorta sektörü ise özellikle memnun olacaktır.
Christian Becker, Federal Adalet Divanı'nın kararından duyduğu üzüntüyü dile getirdi: "Hukuk sisteminin son 25 yılda vatandaşın aleyhine ve devletin lehine nasıl giderek değiştiğini görüyorum." Aşı yaralanmaları nedeniyle hukuki yardım arayan müvekkillerine gerçeği söylüyor ve dava açmamalarını tavsiye ediyor. Karar, avukatı bir kez daha aynı noktaya getiriyor: "Almanya'da, devletin koronavirüse karşı uyguladığı zorlayıcı tedbirleri uygulamada özellikle örnek teşkil ettik."
Berliner-zeitung